Skip to content

VEKALETSİZ İŞ GÖRME NEDİR?

Gerçek olmayan vekaletsiz iş görme nedir

 

Vekaletsiz iş görme, Türk Borçlar Kanununda düzenlenmiştir. Fakat mevzuatta bu kavramın ne olduğuna dair bir tanım ortaya konulmamıştır. Bunun yerine vekaletsiz iş görmenin unsurları, sonuçları, iş gören ile iş sahibinin hak ve yükümlülükleri gibi meselelere değinilmekle yetinilmiştir. Bu bahislerden hareketle bir tanımlama yapmak gerekirse vekaletsiz iş görme; herhangi bir kişinin, hukuken yetkili ve yükümlü olmadan, başka bir kişinin işini, o kişinin veya kendisinin veyahut da 3. bir kişinin yararına olarak yerine getirmesidir. Burada başkasının işini yerine getiren kişiye iş gören denir. İşi görülen kişi de iş sahibi olarak adlandırılır. Vekaletsiz iş görmenin iki türü mevcuttur. Bunlardan birisi gerçek vekaletsiz iş görme, diğeri de gerçek olmayan vekaletsiz iş görmedir. Bu konu hakkındaki sorularınızı, sayfanın en altında bulunan formu doldurarak bizlere iletebilirsiniz.

Vekaletsiz İş Görme Zamanaşımı Süresi Ne Kadar?

TBK, iş sahibi ile iş görenin alacak ve tazminat istemlerinin zamanaşımı süresi hakkında bir düzenleme yapmamıştır. Bu noktada öğretiye ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına bakmak gerekir. Burada iş sahibinin ve iş görenin talepleri açısından ayrı süreler kabul edildiği görülmektedir.

Gerçek ve gerçek olmayan vekaletsiz iş görmelerde, iş sahibinin alacak ve tazminat talepleri bakımından; genel olarak kabul edilen zamanaşımı süresi ikili bir ayrıma tabi tutulmuştur. Burada esas alınan kıstas TBK tarafından öngörülen genel zamanaşımı süreleridir. Buna göre; TBK m. 146 açısından iş sahibinin talep edeceği alacaklarda zamanaşımı süresi 10 yıldır. Bunun yanında, iş sahibinin talep edeceği alacak TBK m. 147 kapsamındaysa, burada 5 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olacaktır. Buna karşın öğretide bazı yazarlar, gerçek olmayan vekaletsiz iş görme açısından bir haksız fiil oluşacağını düşünmektedirler. Dolayısıyla bu yazarlar, bu noktada haksız fiile ilişkin 2 ve 10 yıllık sürelerin uygulanması gerektiğini düşünmektedirler.

Gerçek ve gerçek olmayan vekaletsiz iş görmelerde iş görenin alacak ve tazminat talepleri bakımından; sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre hareket edilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Dolayısıyla burada, TBK m. 82’de öngörülen süreler dikkate alınacaktır. Bu surette zamanaşımı, 2 ve 10 yıllık sürelere tabi olacaktır. 2 yıllık süre, iş sahibinin kazanç devrini istemesiyle birlikte işlemeye başlayacaktır.

Gerçek Vekaletsiz İş Görme Nedir?

İş görenin işi; iş sahibinin menfaatine yönelik olarak ve o kişinin geçerli bir yasaklamasına tabi olmaksızın yapması halinde, gerçek vekaletsiz iş görmeden bahsedilir. Burada iş sahibi ile iş gören arasında ne vekalet ne de sözleşmeden kaynaklı bir ilişki vardır. İş gören, tamamen iş sahibinin varsaydığı iradesi doğrultusunda onun menfaatine yönelik hareket etmektedir.

Gerçek vekaletsiz iş görme, bir hukuki işlem benzeri fiildir. Bu kuruma ilişkin düzenlemeler; TBK m. 526, 527/1 ve 529’da kendisine yer edinmiştir. Gerçek vekaletsiz iş görmenin iş sahibince uygun bulunup kabul edildiği durumlarda; TBK m. 531, yani vekalet ilişkisi hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Gerçek vekaletsiz iş görmeye şu şekilde birkaç örnek verebiliriz:

  • Komşusu tatildeyken evinin kırılan pencere camı yerine, ondan habersiz olarak yeni bir cam taktıran kişi buna örnektir.
  • Arkadaşının borcunu, alacaklı olan kişiye onun adına ödeyen kişi buna örnektir.
  • Ev sahibinin ödemekle yükümlü olduğu Çevre ve Temizlik Vergisini ödeyen kiracının hareketi buna örnektir.
  • Evdeki muslukları açık unutan komşusunun zarara uğramasını engellemek adına çilingir marifetiyle evin kapısını açtırıp muslukları kapatan kişi buna örnektir.
  • Bilinci kapalı olan hastadan rıza almaksızın ona acil müdahalede bulunup ameliyat eden doktorun durumu da buna örnektir.

Gerçek Olmayan Vekaletsiz İş Görme Nedir?

Gerçek olmayan vekaletsiz iş görme; iş görenin vekaleti, yasal veya akdi bir yükümlülüğü olmadığı halde; iş sahibinin menfaatine aykırı olarak veya iş sahibinin yasaklamasına rağmen, kendi veya 3. kişinin yararı adına iş sahibine ait işi görmesi durumudur. Bu iş görme tipi, özünde hukuka aykırı bir fiil barındırmaktadır.

Gerçek olmayan vekaletsiz iş görme, sebepsiz zenginleşme ve haksız fiil ile epeyce karıştırılmaktadır. Fakat bunlar birbirinden apayrı kavramlardır. Sebepsiz zenginleşmede bir tarafın fakirleşmesi olgusu aranırken, burada öyle bir durumun varlığına gerek yoktur. Aynı şekilde haksız fiilde zarar unsurunun oluşması gerekirken, burada herhangi bir zararın oluşması gerekmemektedir.

Bu kuruma ilişkin düzenlemeler; TBK m. 527/2 ve 530’da kendisine yer edinmiştir. Eğer gerçek olmayan vekaletsiz iş görme durumu iş sahibi tarafından uygun görülürse; bu durumda mesele gerçek vekaletsiz iş görme haline gelecektir. Burada da iş sahibinin uygun bulma durumu söz konusu olduğu için TBK m. 531 devreye girecektir. Haliyle artık meseleye ilişkin vekalet sözleşmesi hükümleri uygulanacaktır. Gerçek olmayan vekaletsiz iş görmeye şu şekilde birkaç örnek verebiliriz:

  • Komşusu tatildeyken ona ait bisikleti habersiz olarak başkasına kiralayıp parasını kendi cebine koyan kişi buna örnektir.
  • Paylı mülkiyet halindeki bir tarlada kendi payı olmayan yeri kendi hesabına kiralayan kişi bu kapsamdadır.
  • Daha önce bilinci açıkken bir tıbbi müdahale için kendisinden icazet istenen hastanın bunu kesin surette reddetmesine rağmen; hastanın bilinci kapandığında onu rızası dışında ameliyat eden doktorun durumu da buna bir örnektir. Burada bir doktor hatası bulunursa, buna ilişkin tazminat istemi ayrı bir dava konusu olacaktır.

Vekaletsiz İş Görme Davası Nedir?

Türk Hukuk sisteminde doğrudan bu isimle anılan bir dava türü bulunmamaktadır. Burada kastedilen, vekaletsiz iş görme neticesinde gerek iş sahibi tarafından gerekse de iş gören tarafından talep edilebilecek şeylere yönelik davalardır. Mesela zilyetliğe ilişkin bu şekilde iş görmelerde zilyetlik davaları söz konusu olabilecektir. Bunun dışında duruma göre alacak davası ve birçok dava türünü ikame etmek mümkün olacaktır. Bu noktada konunun daha iyi irdelenebilmesi için iş sahibi ve iş görenin hakları ayrı başlıklar altında incelenecektir.

1) İş Görenin Hakları Nelerdir?

İş görenin haklarını 5 kalemde toplayarak sizlere izah edeceğiz:

  1. Masrafları İsteme Hakkı:  Gerçek vekaletsiz iş görmede; iş gören, iş sahibinin menfaatine yönelik gördüğü işlerde zorunlu ve yararlı masrafları, faiziyle birlikte iş sahibinden talep edebilecektir. Tüm çabalara rağmen iş sahibi zarara uğramış olsa dahi bu masraflar istenebilir. Gerçek olmayan vekaletsiz iş görmede; iş gören, iş sonucu iş sahibinin zenginleşmesi koşuluyla, bu yoldaki masrafların tazminini isteyebilir.
  2. Ücret İsteme Hakkı:  Vekaletsiz iş görmenin gerçek olan türünde; eğer görülen iş, vekalet ilişkisi kapsamında yapılacak olsaydı bir ücreti gerektiriyorsa, iş gören bu ücreti talep edebilecektir. Örneğin iş gören, evde olmayan komşusunun evine girerek su tesisatını onarabilir. Bunun neticesinde, bu kişi böyle bir talepte bulunabilecektir. Gerçek olmayan türünde ise iş gören, kural olarak, böyle bir talepte bulunamayacaktır. Fakat bu kuralın istisnaları da çeşitli şekilde oluşabilir.
  3. İşin Görülmesi Sebebiyle Uğranılan Zararı İsteme Hakkı:  Vekaletsiz iş görmenin gerçek olan türünde; iş sahibi işi görürken kendi malvarlığında oluşan zararları iş sahibinden talep edebilecektir. Hatta tüm çabalara rağmen iş görülemese dahi bu talepte bulunulabilecektir. Gerçek olmayan türde ise; ancak iş sahibinin zenginleşmiş olması halinde bu talep gündeme gelebilecektir.
  4. İş Görenin Ayırma Hakkı:  Vekaletsiz iş görmenin her iki türünde de; iş gören işten elde edilen şeyi iş sahibine vermekle yükümlüdür. Burada zenginleşen iş sahibi, masraf ve zararları vermekten kaçınabilir. O halde iş gören zilyetliği altındaki bütünleyici parçayı iş üzerinden söküp alabilecektir.
  5. Hapis Hakkı:  Buna ilişkin TBK doğrudan bir hüküm düzenlemesi yapmamıştır. TMK tarafından düzenlenen hapis hakkı, burada kıyasen uygulanacaktır. Bu hak, vekaletsiz iş görmenin gerçek olan tipinde kullanılabilirken, gerçek olmayan tipinde kullanılamamaktadır. Hapis hakkının kullanılabilmesi için de bu hakka ilişkin şartların sağlanmış olması gerekmektedir.

2) İş Sahibinin Hakları Nelerdir?

İş sahibi, gerçek ve gerçek olmayan vekaletsiz iş görmede; iş görenin görülen işten elde ettiği kazanımları isteme hakkına sahiptir. Yani kazanım iş gören veya 3. kişi lehine elde edilse dahi iş sahibi bunu talep edebilecektir. Fakat iş sahibi; iş görenin bu uğurda yaptığı zorunlu ve yararlı harcamaları, elde ettiği kazanımla orantılı olarak iş görene vermek zorundadır. Ayrıca gerçek vekaletsiz iş görmede; iş sahibi, işin kendi menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak yapılmasını isteyebilecektir.

Avukatın Vekaletsiz İş Görmesi Nedir?

Burada anlattığımız kapsamda bir vekaletsiz iş görme söz konusu ise; avukatın yasa önünde diğer vatandaşlardan hiçbir farkı yoktur. Yani bu arenada iş görenin avukat olması, durumun sonuçları bakımından bir değişiklik ifade etmeyecektir.

Bunun yanında avukat tarafından, noterden vekaletname çıkarılmaksızın yapılan işlemler söz konusu olabilir. Örneğin dava nasıl açılır, miras paylaşımı nasıl yapılır gibi sorulara cevap bulmak için avukat adına herhangi bir vekaletname çıkarmanız gerekmez. Bu kapsamda avukattan alacağınız hukuki danışmanlık hizmeti vekaletnameye ihtiyaç duymadan görülmektedir. Aynı şekilde bir sözleşme hazırlanması vb. durumlar da vekalet gerektirmez.

Buna karşılık avukat birçok işlemi yapabilmek için müvekkilinden alacağı yetkiye ihtiyaç duyar. Bu da değindiğimiz üzere noter aracılığıyla çıkarılacak vekaletname ile sağlanır. Örneğin avukatın iş sahibi adına dava açabilmesi, ihtarname çekilebilmesi için o kişi tarafından bu konularda yetkilendirilmiş olması lazım. Aynı şekilde tapuda gerçekleştirilecek işlemler bakımından da avukatın özellikle yetkilendirilmesi gerekir. Aksi takdirde avukat bu işlemleri yapamayacaktır. Örneğin tapuda aile konutu şerhinin, intifa hakkı vb.nin konulup kaldırılması bu kapsamdadır.

Avukatın bu şekilde yetkilendirildiği bir vekaletnamesi bulunarak iş görebileceği işlerde; avukat vekaletname olmaksızın ve iş sahibinin iradesi dışında o işi görürse bunun ciddi yaptırımları olabilecektir. Yine burada da vekaletsiz iş görmeye dair hükümler uygulanacaktır. Bunun yanında avukatlık mesleği kamu hizmeti kapsamındadır. Bu sebeple böyle bir iş görmesi halinde avukat, bağlı bulunduğu baroda disiplin soruşturması geçirebilecek ve Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanabilecektir. Bunun sonucu da meslekten ihraca kadar gidebilir.

Vekaletsiz İş Görme Yargıtay Kararları – 1

Sözleşmenin feshinin haklı ya da haksız olması faydalı ve zorunlu masraf talebi bakımından sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı sürece sonuca etkili değildir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları, sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle belirlenecek değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle elde edilecek değeri isteme hakkı olduğu yönündedir. İmalat tarihinin kanıtlanamaması halinde kural olarak zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edilmektedir.” (Yargıtay 3. H.D. 01.06.2021 T. 2020/1901 E. 2021/5848 K.)

Vekaletsiz İş Görme Yargıtay Kararları – 2

“Çözüme kavuşturulması gereken uyuşmazlık, sigorta poliçelerinden kaynaklanan prim alacağının dava dışı sigorta şirketine kim tarafından ödendiği hususudur. Dava dışı E. Sigorta A.Ş, dava konusu edilen poliçe primlerinin davacı acente tarafından ödendiğinin kabul edildiğini bildirmiştir. Söz konusu ödemenin, davacı şirket çalışanının yakınları tarafından dava dışı E. Sigorta A.Ş ye yapılıp, davacı acente tarafından ödendiğinin kabul edilmesi nedeni ile davacı şirket tarafından yapıldığının kabulü gerekmektedir. Davalı bu poliçe primlerine ilişkin ödemelerin, bir başka sigorta şirketine yapıldığını savunmuş ise de, davacı .. tarafından aracılık edilmiş olması ve prim ödemelerinin davacıya yapılmış olmaması gözetildiğinde davalının bu savunmasına itibar edilemez. Davacının sigorta poliçelerinden kaynaklanan prim ödemelerinin, davalıya vekaletsiz iş görme hükümleri çerçevesinde yapıldığının kabulü ile yapılan bu ödemenin davalıdan istirdadı mümkündür. Bu şekilde değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmeliyken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” (Yargıtay 11. H.D. 23.03.2021 T. 2020/2162 E. 2021/2782 K.)

0 0 oylar
İçeriği Oylayın

İlgili Makaleler

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle