İTİRAZIN İPTALİ DAVASI

İtirazın İptali

 

İlamsız bir icra takibinde borçlu, kendisine tebliğ edilen ödeme emrine yedi gün içerisinde itiraz edebilir. Usulüne uygun yapılan itiraz ile takip durur. Takibin devam edebilmesi için alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanunu’nun madde 68/a’da sayılan belgelere sahip olan alacaklı tarafından itirazın kaldırılması yolunu da kullanılabilecekken, bu belgelere sahip olmayan alacaklı tarafından yalnızca itirazın iptali davası yolunu kullanabilir.

İtirazın İptali Davası Taraflar

İtirazın iptali davası, alacaklı tarafından takip konusu alacağa itiraz etmiş borçluya karşı açılır. Yani davacı alacaklı, davalı ise ödeme emrine itiraz eden borçludur. Ödeme emri ile ilgili detaylı bilgiye Ödeme Emrine İtiraz makalesinden ulaşabilirsiniz.

İtirazın İptali Davasında Süre, Görevli ve Yetkili Mahkeme

İtiraz sonucunda takibin durdurulduğuna ilişkin kararın tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılabilir. Taraflar arasındaki hukuki ilişki açısından ayrıca bir hüküm bulunmaması halinde görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Davalının yerleşim yeri mahkemesi, eğer yerleşim yeri belli değil ise son yerleşim yeri mahkemesi yetkili mahkemedir.

İtirazın İptali Davasının Reddi

İtirazın iptali davasının reddedilmesiyle mahkeme tarafından mevcut bir alacak olmadığına karar verilmiş olur. Dolayısıyla kararın kesinleşmesiyle başlatılmış olan icra takibi de iptal olur ve aynı borç sebebiyle tekrar bir alacak davası açılamaz.

Alacaklının kötü niyetli olarak icra takibi başlatmış olması ve borçlunun talebi üzerine alacaklı hakkında reddolunan alacak miktarının %20sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine hükmolunur.

İtirazın İptali Davasının Kabulü

Mahkeme tarafından icra takibine konu olan alacağın varlığına kanaat getirilirse itirazın iptali davası kabul edilir. Mahkemenin vermiş olduğu karar ile birlikte alacaklı tarafından icra dairesinden takibe devam edilerek borçlunun malvarlığına haciz işlemlerinin uygulanması talep edilebilir.

Alacaklının talep etmesi halinde borca haksız yere itiraz eden borçlu hakkında talep edilen alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilir. Ayrıca yargılama giderleri de borçluya yükletilir.

İtirazı İptali Davasını Sonlandıran Diğer Durumlar

Alacaklı tarafından davadan feragat edilmesi halinde dava sona erer ve itirazın iptali tekrar dava konusu olamaz.

Borçlu yani davalı tarafından davanın kabul edilmesi halinde de dava sona erer.

Taraflar yargılama sırasında sulh olabilirler bu durumda da dava sona erer.

Borçlu tarafından borcun ödenmesi veya borca yapılan itirazın geri çekilmesi sonucunda da dava sona erer ancak şartları mevcut ise icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir.

İtirazın İptali Davası ile İlgili Yargıtay Kararları

“Dava, İİK.’nun 67/2.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır. Davanın temelini oluşturan icra takibi 5 adet faturaya dayanmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ödeme savunmasında bulunmuş, ancak duruşmaya gelmediğinden davayı inkar etmiş sayıldığı gözetilerek isticvap edilip ödeme savunmasına ilişkin delillerini sunma olanağının kendisine tanınması gerekirken, bu yönlerin gözetilmemesi nedeniyle önceki hüküm Dairemizce bozulmuş, yerel mahkemenin direnme kararı da Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nca bozulduğundan mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda yazılı şekilde hüküm oluşturulmuştur.

Ne var ki, bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Zira davanın konusunu takibe dayanak yapılan 5 adet fatura alacağı oluşturmaktadır. Davalının ödeme savunmasının ve bu savunmanın kanıtı olarak sunduğu belgelerin bu çerçevede değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken mahkemece dava konusu olmayan cari hesap ilişkisinin tümü yönünden araştırma ve inceleme yapılarak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/19-262 E., 2010/304 K.

“Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamsız takibe itirazın iptali davasıdır. Takip dayanağı ipotek davalı …’e ait taşınmaz üzerinde 23/10/2008 tarihinde 2 yıl süreli olarak 140.000,00TL üst limitli davalı … Ltd. Şti. tarafından davacı … A.Ş.den “alınmış ve alınacak malzeme bedeline” istinaden tesis edilmiştir. Görüldüğü gibi bu ipotekte ipotekli taşınmazın yükü; 1-140.000,00TL üst limit, 2-Borcun malzeme alımından kaynaklanması 3-2 yıllık süre olmak üzere üç husustan sınırlandırılmıştır. Davacı tarafından Türk Medeni Kanunu’nun 887. maddesi uyarınca 2 yıllık süre dolmadan önce 20/05/2010 tarihinde davalılara ihtarname çekilmiş olup, böylece 2 yıl içinde talepte bulunulmuş olmaktadır. Ne var ki, bu ipotek davalı … Ltd. Şti.’nin davacıya olan bütün borçlarını değil, sadece malzeme alımından kaynaklanan borçlarını garanti altına almaktadır. Mahkemece alınan rapora göre cari hesap ve karşılıksız çekler üzerinden alacak belirlenmiş ve bu alacaklar ipotekle teminat altına alındığı kabul edilmiş ise de bu kabul doğru olmamıştır. Davacının cari hesap alacağını kendi defterleri ile ispatı mümkün değildir.”