GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ NEDİR?

gürültü şikayet

Gürültü kirliliği günümüz toplumsal hayatının en önemli sorunlarından biridir. Gürültüye neden olma suçu ise bu sorunun yargısal boyutunu ifade etmektedir. Bu suç, gürültünün kirlilik haline gelmesiyle başlar. Korunan değer kişinin sükunet hakkının ihlali ve korunmasıdır. Gürültüye neden olma suçu ile alakalı sorularınızı, yorumlar kısmından iletebilirsiniz.

Gürültü Kirliliği Nedir?

Gürültü kirliliği, seslerin olağanın dışında yüksek şiddette, karışık ve yoğun olarak gelmesi durumudur. Bu durum normal seslerin aksine rahatsızlık vermekle beraber sağlığın olumsuz etkilenmesine de neden olmaktadır. İşte devamlı olarak böylesi bir halin varlığı, gürültü kirliliği anlamına gelmektedir.

Gürültü Kirliliği Hangi Aşamada Suç Teşkil Eder?

Bir gürültünün suç teşkil edebilmesi ve yargıya intikal edebilmesi için ilgili mevzuatlarda belirlenen desibel düzeylerinin aşılmış olması, gürültünün devamlılık göstermesi ve sağlığa zarar verme tehlikesi bulunması gibi hallerin varlığı gerekmektedir.

Gürültü Suçu ile Kabahati Arasındaki Farklar Nelerdir?

Gürültüye neden olma suçunun oluşabilmesi için eylemin bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli ve sürekli olması gerekmektedir. Yani kornaya gereksiz yere basmak, kuru sıkı silah patlatmak gibi kısa süreli eylemler gürültüye neden olma suçunu değil, gürültü kabahatini oluşturacaktır. Bu durum TCK kapsamında olmayıp, Kabahatler Kanunu kapsamındadır. Ve ilgili mevzuat uyarınca idari para cezasına tabidir.

Bir başka ifade ile, 5326 sayılı Kanun’un 36. maddesinde, başkalarının huzur ve sükununa zarar verecek şekilde gürültüye neden olan kişinin gürültü kabahati sebebiyle cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır. Çevresel gürültünün kaynağı, sırf huzur ve sükunu bozma amacına yönelmemiş yahut bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli olmayacak boyutta ise 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36. maddesindeki kabahat eyleminden ötürü işlem yapılacağı içtihatlarda belirlenmiştir.

Ses Kirliliği Hangi Suçların Kapsamına Girmektedir?

Ses kirliliği, temel olarak TCK m.183 de düzenlenen gürültüye neden olma suçuna sebebiyet verse de, olayda unsurların oluşması halinde, TCK m.123 de yer alan huzur ve sükunu bozma suçuna da sebebiyet verebilir. Nitekim örnek bir Yargıtay Kararı ses kirliliğinin TCK m.123 kapsamını şöyle açıklamaktadır:

TCK’nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genel ve tamamlayıcı nitelikte bir suç olup, bu suçun oluşması için eylemin Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanmamışolması gerekmektedir. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapmasının yeterliolmadığı, eylemin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/8881 Esas , 2020/16640 Karar, 17.11.2020 Tarih)

Gürültüye Neden Olma Suçunun Cezası Nedir?

Başkasının sağlığına zarar verecek şekilde gürültü yapan kişiye, Türk Ceza Kanunu m.183 gereğince, iki aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.

Gürültü Kirliliği Şikayeti Nereye Yapılır?

Gürültü şikayeti karakola veya savcılığa yapılmaktadır.

Gürültü Yapan Komşum Olması Durumunda Nasıl Bir Yol İzlemeliyim?

Gürültü şikayetinde, ilk aşamada kolluk kuvvetleri aranarak haberdar edilmesi ve durumun tutanak altına alınması yerinde olacaktır. Doğrudan savcılığa suç duyurusunda bulunularak yargı sürecinin başlatılması da mümkündür.

Gürültü Kirliliğinin Suç Kapsamında Olup Olmadığı Nasıl Tespit Edilir?

Gürültüye neden olma suçunda, ses düzeyinin suç teşkil edip etmediğinin belirlenmesi bilirkişi marifetiyle sağlanmaktadır. Aksi halde yeterli inceleme yapılmadığından verilen hükmün bozulması gündeme gelebilir.

Gürültü Kirliliği Suçu Şikayete Tabi midir?

Gürültüye neden olma suçu, takibi şikayete bağlı suçlardan değildir. Dolayısıyla şikayet olmasa dahi soruşturulur ve şikayetin geri alınması bir etki doğurmaz.

Gürültü Kirliliği Suçunun Faili Kimdir?

Gürültüye neden olma suçunun faili, herkes olabilir. Belli bir nitelik gerekmez. Anılan suçun mağduru ise gürültünün yapıldığı ve duyulduğu yerde yaşayan herkestir.

Gürültüye Neden Olma Suçu Taksirle İşlenebilir mi?

Bu suç yalnız kast ile işlenebilen bir suçtur. Dolayısıyla taksirle işlenmesi bu suçu oluşturmayacaktır. Buradaki kast unsuru doğrudan olabileceği gibi olası kast da olabilir.

Gürültüye Neden Olma Suçunda Zincirleme Suç Hükümleri Uygulanabilir Mi?

Suçun zincirleme olarak işlenmesi de mümkün olup verilecek ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır.

Gürültü Kirliliği Suçu Zamanaşımına Tabi Midir?

Gürültüye neden olma suçu 8 yıllık zamanaşımına tabidir. Sürenin dolması halinde, soruşturma şartları gerçekleşmemiş olacağından savcılık takipsizlik kararı verecektir. Son hareketin üzerinden 8 yılın geçmesine rağmen şayet bir şekilde soruşturma başladı ise bu durum anlaşıldığı takdirde dava düşürülecektir.

İlgili Yargıtay Kararları

“TCK’nın 183’teki suç somut tehlike suçudur. Suçun oluşması için gürültüye maruz kalan kişinin sağlığının bozulması gerekmez, gürültünün insan sağlığını tehlikeye düşürmeye elverişli olması yeterlidir. Ölçülen gürültü düzeyinin insan sağlığının zarar görmesine elverişli olup olmadığının bilimsel ölçütlere göre değerlendirilmesi için odyoloji uzmanı bulunan kurula dosya tevdi edilerek, somut olayda gürültünün, insan sağlığının zarar görmesine elverişli olup olmadığı yönünde rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, yasal olmayan ve yetersiz gerekçeyle beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve katılan … vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA…” (4. Ceza Dairesi, 2021/9425 E., 2022/21118 K.)

Gürültü Kirliliğinin hukuki boyutunu, bu yazımızda sizler için işledik. Sorularınız için, yorumlar kısmından bizlerle iletişime geçebilirsiniz…

ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI NEDİR?

Özel Usulsüzlük Cezası İndirim

Özel usulsüzlük cezası, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda bulunan idari vergi cezası türlerinden biridir. İlgili Kanun’un 352. maddesi genel usulsüzlük cezalarını, 353 ve devamı maddeleri ise daha ağır yaptırımlar öngörülmüş olan özel usulsüzlük cezalarını düzenlemektedir. Türk Vergi Hukuku sistemi yükümlünün beyanı esasına dayanmaktadır. Vergi yükümlüsünün beyanda bulunma yükümlülüğünü yerine getirmesi üzerine, idarece tahakkuk ettirilecek vergi miktarının tahsili ile süreç sonlanmaktadır. Söz konusu süreç içerisinde gündeme gelecek vergi mevzuatına aykırı fiiller kanun koyucu tarafından yaptırıma bağlanmıştır. Özel usulsüzlük cezası ile ilgili sıkça sorulan soruların cevapları bu makalemizde belirtilmiştir. Konu hakkında ek sorularınızın bulunması halinde sayfanın alt kısmından sorularınızı bize iletebilirsiniz.

Cezanın Hukuki Niteliği Nedir?

Özel usulsüzlük cezasını gerektiren haller çok çeşitlidir ve her birinin hukuki niteliği farklıdır. Bir hal vergi kabahati niteliğinde iken, bir diğer hal vergi suçu teşkil edebilmektedir. Fatura, serbest meslek makbuzu gibi belgelerin verilmemesi bir vergi kabahati niteliğindeyken, bu belgelerin ihtiva ettiği tutarların gerçek tutarlarla örtüşmemesi suç teşkil eder. Söz konusu ayrım öngörülen yaptırımın idari para cezası mı yoksa ceza ve güvenlik tedbiri mi olacağı, ilgili fiilin adli sicile işlenip işlenmeyeceği gibi hususlarda rol oynar.

Özel Usulsüzlük Cezası Nedenleri Nelerdir?

Vergi Usul Kanunu ve sair mevzuat gereği özel usulsüzlük cezası kesilmesini gerektiren başlıca haller şunlardır;

  • Fatura, serbest meslek makbuzu gibi belgelerin verilmemesi, alınmaması yahut bu belgelerin gerçek tutar ile örtüşmeyecek şekilde düzenlenmesi

Bu halde söz konusu belgelere yazılması gereken miktarın veya miktar farkının %10’u kadar ceza kesilmektedir. Kanun koyucu bu hükümle, her türlü kazancın kayıtlara girmesini temin etmiştir. Söz gelimi faturaya 100.000 TL yazılması gerekirken 50.000 TL yazılmışsa, ilgili vergi yükümlüsüne 5.000 TL ceza kesilecektir. Her bir belge için kesilecek ceza 1.000 TL’yi aşamaz.

  • Perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla verilen fiş, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi düzenlenmemesi yahut usule aykırı düzenlenmesi

Maliye Bakanlığı tarafından düzenleme zorunluluğu getirilen bu belgelerin hiç düzenlenmemesi, usule aykırı düzenlenmesi, maddi gerçeğe aykırı düzenlenmesi, belge asılları ve örneklerinin farklı meblağlar içermesi, elektronik belge şeklinde düzenlenmesi gerekirken kağıt olarak düzenlenmesi halinde özel usulsüzlük cezası gündeme gelecektir. Her bir belge için 1.000 TL ceza kesilecek olup, bir takvim yılı içerisinde kesilebilecek maksimum ceza miktarı 500.000 TL’dir.

  • Son tüketicilere kesilecek özel usulsüzlük cezası

Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, serbest meslek erbapları, kazançları basit usulde tespit edilen tacirler, defter tutma yükümlüsü olan çiftçiler, vergiden muaf esnaflar dışındaki kişilerin fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu, perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihaz fişi ve giriş ve yolcu taşıma biletlerini almadıklarının tespiti halinde özel usulsüzlük cezası gündeme gelir. Bu halde kesilecek ceza her bir belge için 200 TL’dir. Vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından belge alınmadığına ilişkin tespit yapılmadıkça bu ceza kesilemez.

  • Defter ve kayıtların ibraz edilmemesi ve vergi levhasının alınmaması

Günlük kasa defteri ile perakende satış ve hasılat defterinin, Maliye Bakanlığı’nca özel olarak tutma ve kayıt mecburiyeti getirilen defterlerinin işyerinde bulundurulmaması, bu defterlere düşülmesi gereken kayıtların düşülmemesi, yoklama ve inceleme yetkililerini defterlerin ibraz edilmemesi halleri ile vergi levhası bulundurma ve asma mecburiyetinde olanların bu yükümlülüğüne uymaması halinde özel usulsüzlük cezası gündeme gelir. Bu halde her bir tespit bakımından 500 TL ceza kesilir. Muhasebe standartlarına ve tek düzen hesap planına uymama Kanunen belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslara, muhasebeye ilişkin programların üretilmesi ve kullanılmasına ilişkin esaslara uymayanlara 12.000 TL özel usulsüzlük cezası kesilir.

  • Vergi numarası kullanarak işlem yapma zorunluluğuna uyulmaması

Söz konusu zorunluluk Bakanlıkça belirlenen kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek kişilere yüklenmiş olup vergi numarası kullanmadan yapılan her bir işlem için 600 TL ceza kesilir.

  • Vergi kimlik numarası kullanma zorunluluğu bulunan kuruluşların yaptıkları işleme ilişkin bildirimleri gereği gibi yerine getirmemesi

Bu halde kesilecek cezanın miktarı 2.500 TL’dir.

  • Belge basımıyla ilgili matbaacıların bildirim görevini yerine getirmemesi

Belge basımıyla ilgili bildirim görevini, ilgili süre zarfında hiç veya gereği gibi yerine getirmeyen matbaa işletmecilerine özel usulsüzlük cezası kesilir. Bu halde söz konusu matbaa işletmecilerine 1.900 TL ceza kesilecektir.

  • Elektronik ortamda belge düzenlenmesi zorunluluğuna uyulmaması

Vergi Usul Kanunu 8. maddesine dayanarak Maliye Bakanlığı’nca çıkarılan 509 sıra numaralı Genel Tebliğ uyarınca ilgili yükümlülerin elektronik belge düzenleme ve verme zorunluluğuna uymaması halinde özel usulsüzlük cezası gündeme gelir.

İlgili tebliğ uyarınca avukat, mühendis, mimar gibi meslek grupları serbest meslek makbuzlarını; bankalar dekont belgesini; sigorta, emeklilik ve reasürans şirketleri her türlü belgeyi; yetkili kurumlar döviz alım satım işlemlerini; EPDK’dan akaryakıt sektörü için lisans alan kurumlar her türlü belgeyi; hal kayıt sistemi uyarınca sebze meyve ticaretiyle uğraşan tüccar ve komisyoncular her türlü belgeyi elektronik ortamda düzenleyip vermelidir.

Özel Usulsüzlük Cezasında İndirim Mümkün Müdür?

Özel usulsüzlük cezasında indirim, Vergi Usul Kanunu 376. maddesinde düzenlenmiştir. Şayet vergi mükellefi veya sorumlusu kesilen özel usulsüzlük cezasının yarısını, ilgili ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren 30 gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı Kanun’da öngörülen türden teminat gösterip vadenin bitmesinden 3 ay içinde ödeyeceğini bildirirse kesilen cezanın yarısı indirilecektir.

Özel Usulsüzlük Cezasında Uzlaşma Yapılabilir Mi?

Vergi mükellefleri ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde uzlaşma komisyonuna başvurabilir. Uzlaşma olması halinde, şayet mükellef uzlaşılan usulsüzlük cezasının %75’ini ödeme süreleri içinde öderse, üzerinde uzlaşılan cezanın %25’i indirilir.

Ceza Hakkında İptal Davası Açılabilir Mi?

Özel usulsüzlük cezası hakkındaki ceza ihbarnamesinin mükellefe tebliğinden itibaren 30 gün içinde vergi mahkemesinde iptal davası açmak mümkündür. Söz konusu iptal davasından önce, kesilen özel usulsüzlük cezasını düzeltme yoluna başvurulabilir. Düzeltme yetkisi, vergi dairesi müdürüne aittir. Düzeltme başvurusunun yapılmasından sürecin sonlanmasına kadar iptal davası açmak için öngörülmüş olan 30 günlük süre işlemez.

Şayet mükellef uzlaşma yoluna gitmişse, uzlaşma sağlanamadığı takdirde iptal davası açmak mümkündür. İptal davası açıldıktan sonra, aynı ceza için uzlaşma başvurusu yapılmışsa, uzlaşma talebi sonuçlanmadan önce vergi mahkemesi davayı incelemez. Her nasılsa uzlaşma başvurusuna rağmen vergi mahkemesi iptal davası hakkında karar vermişse, ilgili karar hükümsüzdür. Uzlaşma süreci sebebiyle iptal davası için öngörülen süre bitmiş veya 15 günden az kalmış ise, ceza muhatabı 15 günlük ek süre içinde iptal davası açabilir.

Özel Usulsüzlük Cezası ve Vergi Zıyaı Cezası Birlikte Verilebilir Mi?

Şayet bir fiil hem Vergi Usul Kanunu 353. madde kapsamında olması sebebiyle özel usulsüzlük cezasını gerektiriyor, hem de vergi zıyaı kapsamında bulunuyorsa hem vergi zıyaı cezası hem de özel usulsüzlük cezası ayrı ayrı kesilecektir. Bununla birlikte özel usulsüzlük cezası kesilmesini gerektiren fiil Vergi Usul Kanunu 353. maddesi dışında farklı bir hukuki kaynakta bulunuyorsa VUK 336 hükmü uygulanacak ve sadece miktar olarak ağır olan ceza kesilecektir.

Özel Usulsüzlük Cezası Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?

Usulsüzlüğün yapıldığı yılı takip eden yılın birinci gününden itibaren 5 yıl geçmekle birlikte ceza zamanaşımına uğrar.

Özel usulsüzlük cezası hakkında makalemizde cevabını bulamadığınız soruları aşağıdaki form aracılığıyla büromuza iletebilirsiniz.